BİZANS SULTANI*
Doğu Roma İmparatorluğunda 829-842 yılları arasında Amorion hanedanlığından Teofilos Konstantinapolis tahtındadır.İkonoklazma yani tasvir kırıcılık (İSA MERYEM VE AZİZLER ÖNÜNDE İBADETİN YASAKLANMASI)hareketinin ateşli savunucusu ve hatta bu dönemin son tasvir düşmanı imparatoru Theophilos yatakta ölen babasının ki bu Bizans tahtında çok zor bir şeydir bir Arap islam kültürü hayranlığı altında yaşamaktaydı.
Kaynaklarda zeki,okumayı seven ,kültürlü olarak anılan imparator çağdaşı Abbasi halifesi Me'mun zamanı kültürünü benimsemiş ve kendisinden önce yaşayan meşhur halife Harun Reşid'i örnek alarak yetiştiği , en azından okuduğu düşünülmekteydi.
Tipik islam halifesi adalet uygulamalarını kendi ülkesi ve saltanatında uygulamaya çalışan imparator tedbiri kıyafet sokaklarda dolaşıyor anlaşmazlıkları çözüyor fakirlere yardım dağıtıyordu.
Arap islam saray ,kültür taklitçisi Teofilos özendiği Araplarla da mücadeleyi bırakmıyor Abbasilerin sürekli yenilediği Anadolu seferlerine karşı koymaya çalışıyordu.
Sınırların çok sık değiştiği bu dönemde kendi hanedanlığının merkezi bile işgal edilmiş Abbasi taht değişikliğinde İstanbul'u ele geçirmek için gönderilen büyük donanma Ege de parçalanınca imparator durumu kurtarmıştı.
Yapılan savaşlar sınır değişimleri çatışmalar diplomatik yolları da tıkamıyordu esir değişimleri için veya başka siyasi konularda elçilerin gidip geldiği oluyordu.
işte böyle bir ilişkiyi geleceğin Ayasofya patriği Grammatikos kuracaktı .
İmparatorluğu temsilen Bağdata gidecek ve Halife ile görüşecekti.
Anlatısında kendini kim ne için görmeye gelirse gelsin bir vazo dolusu altın verdiğini yazan elçi halifenin sarayına hayran kalacaktı.
Eli kolu hediyeler ile dopdolu Konstantinapolis'e dönen elçi Halifenin Bizans'a saldırmasına engel olamadı ama kaynakların ifadesiyle bu seyahat imparatorluğa mimari açıdan başka bir sonuç verdi.
Teofilos'a Bağdat'ta gördüğü sarayın aynısını dekoruyla anlatarak inşa etmesini önerdi.
İmparator bu sarayın çizimlerini istedi ve gördüğünde hayran kaldı.
Theophanous vakayinamesine göre bu saray Patrikes adlı bir mimarın yönetiminde Asya yakasında Satyros yakınında bir tepede inşa edildi.
Büyük üstat Semavi Eyice'in 1959 yılında kaydettiği Küçükyalı'da kalıntılarının bulunduğuna dair bilgi bugün muamma olarak karşımızda duruyor.Yapılan kazı çalışmaları bu kalıntıların Serasen tarzı bir saray yıkıntıları olmadığını ispatlanmış durumda görünüyor .
Bu eski İslam mimarisi Bizans sarayından şimdilik eser yok ancak umarım bulunabilir demekten başka şu an için yapılabilecek bir şey görünmüyor.
Bizanslıların Arapları taklit ettiği bu dönemde Bizanstan'da Me'mun isteğiyle klasik yunan edebiyat,felsefe,musiki kitaplarının bir heyetle imparatorluğa gelip çevirilerinin yapılması da onca savaşa ,kıyıma rağmen toplumların kültür alış verişine sekte vurmadığını göstermesi açısından da önemli bir gelişme olarak karşımızda duruyor.
OLGAY SÖYLER
25.05.2016
KAYNAKLAR;
ROBERT MANTRAN ''İSTANBUL TARİHİ'' İLETİŞİM YAYINLARI
GEORG OSTROGORSKY ''BİZANS DEVLETİ TARİHİ'' TTK YAYIN
ANNİE PRALONG EDİTÖRLÜĞÜNDE KİTAP YAYINEVİ ''BİZANS YAPILAR,MEYDANLAR,YAŞAMLAR''
*BU İSİM SELÇUK ALTUN'UN ROMANINDAN ALINMIŞTIR Kİ BEN ÇOK SEVMİŞTİM
Yorumlar
Yorum Gönder